Haber

Deva Partili İbrahim Halil Çanakcı: Konuşmamız gereken konu ekonomi. Bu konuşmayı yapmamak için montaj ve yalan siyasetine girildi”

DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Lideri İbrahim Halil Çanakcı Elazığ’da; “Kara propaganda yapmalarının sebebi konuyu konuşulması gereken alandan yani ekonomiden uzaklaştırmak. Asıl konuşmamız gereken ekonomi. Yarın Kılıçdaroğlu seçildiğinde. ekonomi Nasıl olacak? Erdoğan seçildiğinde ekonomi nasıl olacak? Bu konuşmayı yapmamak için böyle bir uydurma ve yalan siyasetine girilmiştir. Bu çok üzücü bir durum” dedi.

DEVA Partisi Ekonomi ve Maliye Politikaları Lideri İbrahim Halil Çanakcı, cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri kapsamında memleketi Elazığ’da esnaf ve vatandaşlarla bir araya geldi. Çanakçı, “Merkez Bankası’nın altın rezervleri var, döviz rezervleri var. Altın rezervlerini de satmaya başladınız. İlk kez Merkez Bankası net rezervleri ile Merkez Bankası’nın elindeki döviz varlıkları arasındaki fark ortaya çıktı.” Merkez Bankası’nın döviz borcu eksiye dönerek eksi 75 milyara ulaştı” diyen Merkez Bankası’nın kasasını tamamen temiz hale getirdiniz. Cebinde 1 dolar olan kişi Merkez Bankası’ndan daha güçlüdür. Merkez Bankası kasasında net bir dolar bile bırakmadınız” dedi.

“KİMSENİN OYUNUN ALTINDA DEĞİLDİR”

İbrahim Halil Çanakcı şunları söyledi:

“6 parti bir araya geldi. 2 bin 300 maddelik mutabakat zaptı imzaladık, 12 maddelik geçiş süreci için yol haritasına imza attık. Dolayısıyla Millet İttifakı olarak bu süreçte Sayın Kılıçdaroğlu’na bu çerçevede destek olmak üzere herkese açığız. mutabakat metni ve yol haritası Sayın Kılıçdaroğlu Herkesin özellikle 2. turda kendisine destek vermesini isterdik.Biz de buna çağrıda bulunurduk ama Sinan Ogan farklı bir karar almış.Oy veren seçmenlerin lehte olduğunu söylemek mümkün değil. Sinan Ogan gereğini yapacaktır.Kamuoyunda çok önemli bir tepki oldu.Kimsenin emrinde değiller.Seçmen hür iradesini kullanır.İnsanların geçmişte ne söylediğine bakacaklar, şimdi ne yaptıklarına bakacaklar. .Ona göre tercih yapacaklar.Bizim ne bir karamsarlığımız ne de olumsuz bir beklentimiz var.Burada kararı verecek olan seçmenlerimizdir.Geçmişte gördük.Oğan ve İnce’ye verilen oylar aleyhte. Sayın Erdoğan’ın adaylığı, o adaylığa karşılık verilen oylardır. Elbette sandıktaki yansımaları o yönde olacaktır. 2. turda bundan dolayı Millet ittifakı açısından bir sıkıntı görmüyoruz. Milletimiz bunu en iyi şekilde takdir edecek ama milletin aklını nasıl karıştıralım dediler. montaj videosu bile çekmişler. Cumhurbaşkanı’nın ağzından ‘ama meclis, başka bir şey’ şeklinde bir ifade duymak vatandaş olarak hepimizi üzmeli, düşündürmeli. Böyle bir şey olamaz. Kumpas üzerine montaj üzerine böbürlenme üzerine siyaset asla yapılmamalıdır. Oyböyle kazan oy Kazanmak zafer değildir. Böyle kara propaganda ile seçimi kazanırsınız ama ülkeyi kaybedersiniz.

“ERDOĞAN SEÇİLİRSE AÇLIK VE YOKSULLUK DEVAM EDER”

28 Mayıs’ta Sayın Erdoğan seçilirse Türk ekonomisinin nereye gideceğini görüyoruz. 35 yılı aşkın süredir ekonomi bürokrasisinin içinde olan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hayat pahalılığı katlanarak devam edecek. Açlık ve yoksulluk katlanarak devam edecek. Yoksulluk artarak devam edecek. Döviz kurları üzerindeki baskılar devam edecek. Baktığınız zaman kıtlık devam edecek. Bunları nasıl söyleriz? Bunu karamsarlık olsun diye söylemiyoruz, umutsuzluk pompalamak için söylemiyoruz. Bunu oy kazanmak için söylemiyoruz. Bugüne kadar yapılanlara bakarak, son 5 yılda yapılanların önümüzdeki 5 yılda tekrarlanacağını söylüyoruz. Bu kara propagandayı yapmalarının bir diğer nedeni de, konuşulması gereken alandan, yani ekonomiden sıkıntıyı uzaklaştırmak. Bahsetmemiz gereken bahis ekonomi. Yarın Kılıçdaroğlu seçildiğinde ekonomi nasıl olacak? Erdoğan seçildiğinde ekonomi nasıl olacak? Bu lafı uzatmamak için böyle bir toplanma ve böbürlenme siyasetine girildi. Bu çok üzücü bir şey. Biliyoruz, görüyoruz.

“ULUSAL İTTİFAK’IN TERÖR KONUSUNDAKİ DURUMU AÇIKTIR”

İkinci bir konu da bu hükümetin birçok konuyu çok yanlış ve siyasi etiğe uygun olmayan bir şekilde suiistimal etmesidir. Bunlardan ilki terör meselesidir. Ne söylendi; ‘Millet İttifakı iktidara gelirse terörle anılacak, teröre karşı adım atılacak, terörle mücadelede bazı aksilikler yaşanacak.’ kelime hangisi. Bu kara propagandaydı. Bunu neden yaptılar? Aslında bunu iki şey için yaptılar. Birincisi milletin aklını bulandırmak. Çünkü gerçekte böyle bir şey söz konusu değildir. Mutabakat zaptımız belli, altı siyasi parti liderinin de ayrım gözetmeksizin teröre ve tüm terör kümelerine karşı nasıl kararlı bir çaba gösterileceği konusundaki duruşu net. Mutabakat zaptı taahhütlerimiz kesindir. Millet İttifakı’nın böyle bir zaaf göstermesi söz konusu bile olamaz.

“EKONOMİDEKİ KÖTÜLÜKLER HAKKINDA KONUŞMAMAKTAN KORKU ALIYORLAR”

Söyledikleri her şey yalan, montaj ve korku siyasetinden ibarettir. Yani ne terörle mücadelede bir zafiyetimiz olacak, ne milletimizin başörtüsü sorunu olmayacak, ne Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılmasıyla ilgili bir sıkıntı, ne de camilerimize müdahale olacak. Bunların hepsi bir kaygı siyaseti ve bir böbürlenme siyasetinden ibarettir. Bizim söylediğimiz bir yanda övünme siyaseti var, bir yanda meclis siyaseti var; Öte yandan önümüzdeki 5 yıla ve mevcut politikalara bakarak gelecekte ne olacağını söylemek zorundayız. Millet, meclis siyaseti ile hak ve hakikat siyasetinin ortasında 28 Mayıs’ta bir tercih yapacaktır. Bunu söylüyoruz. Bunu Elazığ’da ve Türkiye’nin her yerinde anlatıyoruz. Tabii vatandaşlarımıza bunu dikkate almalarını söylüyoruz. Vatandaşlarımızın sorularını da cevaplıyoruz. Bugün Elazığ’da esnaf ziyaretlerimiz vardı. Vatandaşlarımızla bir toplantıya geldik, bu konuları değerlendirdik, bu konuları konuştuk. Onların da en doğru şekilde değerlendirileceğine inanıyoruz. İnşallah milletimiz basiret ve basiretle Pazar günü bunu tekrar gösterecek ve ikinci tıpta da Sayın Kılıçdaroğlu’nun galip çıkacağına inanıyoruz.

“CEBİNDE 1 DOLARI OLAN KİŞİ MERKEZ BANKASI’NDAN DAHA ZENGİNDİR”

Merkez Bankası’nın altın rezervleri, döviz rezervleri var. Altın rezervlerini de satmaya başladınız. Merkez Bankası net rezervleri ile Merkez Bankası’nın elinde bulundurduğu döviz varlıkları ile Merkez Bankası’nın döviz borçları arasındaki fark ilk kez eksiye dönerek eksi 75 milyara geriledi. Merkez Bankası kasasını tamamen tıkadınız. Cebinde 1 dolar olan kişi Merkez Bankası’ndan daha zengindir. Merkez Bankası kasasında net bir dolar bile bırakmadınız. Eksi 75 milyara indirdiniz. Onları bir araya getirdiğinizde ne olur? Döviz üzerindeki baskı artıyor ve bankalara bu baskıyı hafifletmeleri talimatı veriliyor. “Şimdi müşterilerinize bu saate kadar döviz satmayın, bu saatten sonra satış yapmayın, şu kadar döviz alın, bu miktardan fazla satış yapmayın.

“UYGULANAN EKONOMİK POLİTİKALAR SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL”

Bu kontrol ekonomisi sürdürülemez bir ekonomidir. Sayın Erdoğan dedi ki; 28 Mayıs itibariyle yeniden Cumhurbaşkanı olursa maalesef bu politikaların sürdürülebilirliği olmayacak. Bu politikaları sürdürmek mümkün olmadığı için kontrol ve kontrol ekonomisi daha da artacaktır. Ayrıca birden fazla döviz kuru olacaktır. 70’lerde, 80’lerde gördüğümüz durumlar olacak. Hatırlarsanız kuyumcuda döviz kuru farklıydı, döviz bürolarında farklıydı, bankada farklıydı. Ne yazık ki artık Türkiye’de o günlere geri döndük. Merkez Bankası’nın kuru başka, bankaların kuru başka, Tahtakale’nin kuru başka. Böyle bir yapıya geçtik. Bu vesileyle 28 Mayıs’ta gerçekten dünyayla bütünleşmiş, parasına güvenilen, parası itibarlı ve istikrarlı bir ülke mi seçeceğiz? Yoksa içe dönük, komuta ekonomisine geçmiş, birden fazla para birimine sahip bir ekonomiyi mi tercih edeceğiz? 28 Mayıs’ta yapılacak seçim bu. Vatandaşlarımızın tercihlerini ilki için kullanacağına inanıyoruz.”

Kaynak: ANKA / Yerel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu